25 Mayıs 2010 Salı

SİS...

Miguel De Unamuno, eserlerinde genellikle yarattığı hayali karakterlerin kişiliklerini, trajik yaşamlarını ve hayatın anlamını sorgular ve yazdıklarıyla okura sorular sordurur. Realist yazar; yaşamın amacı, insanın ölümsüzlük ve sonsuzluk arzuları gibi temaları konu alarak, hayatın bilinmezliği ve hayatın özüne erişilmezliği ile ilgilenir. Unamuno, Sis adlı eserinde de bu temalar üzerinde durarak, anlatmak istediklerini vermeye çalışır.
Sis’te varlıklı bir kahraman olarak anlatılan Augusto Perez; işi gücü olmayan, bütün gün dostu Victor ile satranç oynayan bir karakterdir. Günün birinde sokakta gördüğü, sisler içinde yürüyen bir kadına âşık olur ve peşine düşer. Romanda, Augusto’nun aşık olmasıyla yaşadıklarını, düşündüklerini ve sorguladıklarını konu alarak aldanışları üzerinden hayatın sisini vermeye çalışır.
Romanın konusu Augusto’nun Eugenia adlı kıza aşık olmasıyla başlayıp, değişen olaylarla şekilleniyor. Duygularını ve çelişkilerini en yakın arkadaşı Victor ile paylaşır, fikrini alır. Victor, Elena ile evlidir. Uzun zamandır evli olmalarına rağmen çocukları olmaz. Onlar da bu fikri başta zor olsa da kabullenmişlerdir. Sonrasında oğulları olur ama bunu kabul etmek onlara zor gelir. Uzun süre sonra gelen bu mutluluk karşısında anne ve baba olma fikrine alışmaları zaman alır.
Augusto, daha sonra aşkını itiraf eder fakat karşılık bulamaz. Çünkü Eugenia başkasına, Mauricio’ya âşıktır. Mauricio işi olmayan, dahası çalışmak gibi bir niyeti de olmayan bir kişiliktedir. Bu sebeple Eugenia’nın halası ve eniştesi bu aşka sıcak bakmamaktadırlar. Bir zaman sonra Eugenia Augusto’nun teklifini kabul eder ve evlilik kararı alırlar. Bu kararla birlikte Mauricio Eugenia’yı rahatsız etmemesi için Augusto iş ayarlar. Ama sonunda buna pişman olacaktır. Çünkü Eugenia düğünden önce sevgilisiyle kaçar. Bıraktığı mektupta da Augusto’nun bulduğu iş ile yaşayacaklarını yazar ve bunun herkes için en doğru karar olduğunu anlatır.
Tüm bu yaşananlardan sonra roman kahramanı yıkılır. Sonrasında ise; Victor ile Augusto’nun konuşmalarına yer verilir. Bu konuşmalarda Augusto intihar etmeye karar verir…
Yazarın yarattığı hayali kahraman Augusto, romanda zayıf bir kişiliğe sahiptir. Hayatta hiçbir amacı ve ideali olmayan karakterin âşık olmasıyla şekillenen hayatı, başkalarının yönlendirmesiyle yol alıyor. Hayatını etrafındakilere adayarak yaşayan Augusto, Eugina tarafından duyguları istismar edilerek, kendi çıkarları doğrultusunda kullanılıyor. Bu anlamda yaratılan baskın karakter Eugina olurken, Augusto tanışmaları sayesinde bir amaca sahip oluyor ve aşkının varlığında kendi kişiliğini sorguluyor.
Yaşamı son zamanlarda acılı ve hüzünlü geçmiş bir kahraman Augusto…O’nun için en kötüsü de tüm bunların hayalden ibaret olmasıydı… Hem de bir başkasının hayali… Tüm bu olanlardan sonra kendi varlığını sorgulayan Augusto, düşten ibaret olduğuna göre ölümsüz olduğunu ve ölmeyeceğine kanısına varır. Her şeyin sisten ibaret olduğuna inanır.
Unamuno, Augusto Perez'e kendini öldüreceğini bildirdiği zaman, hayal mahsulü adam ona önce yalvarıyor. Fayda vermediğini görünce, isyan ederek ona haykırıyor: “Siz benim kendim olarak kalmamı, yaşamamı, yaşamamı, yaşamamı, görmemi, duymamı, dokunmamı, hissetmemi, acı çekmemi ve ben olmamı istemiyorsunuz; demek istemiyorsunuz? Demek kurgusal yaratık olarak öleyim? Öyleyse, yaratıcım Don Miguel, siz de öleceksiniz, siz de geldiğiniz hiçliğe döneceksiniz… Tanrı rüyasında sizi görmeye son verecek! Siz öleceksiniz, evet, istemeseniz de öleceksiniz; siz ve öykümü okuyan herkes ölecek, tek bir kişi kalmamacasına herkes, herkes, herkes! Benim gibi kurgu yaratıkları; benim gibi! Herkes ölecek, herkes, herkes. Ben Augusto Perez, size ben söylüyorum, sizler gibi kurgu yaratığı, sizler gibi nivola kişisi olan ben. Çünkü iz, yaratıcım, Don Miguel’ciğim, siz de yalnızca başka bir nivola yaratığısınız, okurlarınız nivola yaratıkları gibi, benim gibi, kurbanınız Augusto gibi…”1
Burada da yazar romana dahil olurken, Augusto’yu zayıf bir karakter olarak betimliyor. İntihar etmeye hazırlanan Augusto, öleceğini duyunca yazara yalvararak, hayatta kalmak için mücadele ediyor. Unamuno bunu yaparak bir anlamda Augusto üzerinden insanın ölümsüzlük ve sonsuzluk arzuları gibi temel konuları okura iletmeye, düşündürmeye başlar. Hepimiz bir gün ölümü yaşayacağımızı biliriz ama birinin bunu bize söylemesi, tüm hayatımızı ters düz eder. İnsanın ne zaman öleceğini bilmesi ya da son gününü yaşıyor olması… Her şeyin sonunun geldiğini öğrenmek bir anlamda kişide hiçbir şey yapılmamışlık hissi yaratır. İnsan daha birçok şeyi hayatına sığdırmayı planlar ama yapacak zamanı kalmamıştır.
Zamanın başlangıcından bugüne insanoğlu hayatın anlamını arıyor. Augusto’nun sonlanmak üzere olan yaşamı karşısında aslında hayatının kendisi için ne kadar anlamlı ve vazgeçilmez olduğunu kavrıyor. Bunun için yazara yalvarıyor. Tam da bu noktada yazar okuru hayatın özü ve bilinmezliği konusunda düşündürmeye başlıyor. Bir yandan yaşanan trajik öyküde duygular aracılığı ile maneviyatı sorgulatırken, bir yandan da hissedilmeyen ve görülmeyeni tartışmanın mümkün olup olamayacağı sorgulanıyor.
“Zavallı sahibim! Biraz sonra onu, kendisi için ayrılan bir yere gömecekler. İnsanlar, ölülerini köpeklerin ya da kargaların parçalayıp yememeleri için koruma altına alıyorlar, saklıyorlar! İnsandan başlayarak her hayvanın dünyada bıraktığı tek şey, birkaç kemiktir. Ölülerini saklıyorlar! Konuşan, giyinen ve ölülerini saklayan bir hayvan! Zavallı insanoğlu! …Sürdürdüğü yaşam köpek yaşamıydı, tam köpek! Büyük köpeklik ya da büyük insanlıktı, o ikisinin sahibime yaptıkları. Mauricio’nun yaptığı erkeklikti, Eugenia’nın yaptığı kadınlık. Benim zavallı sahibim.” 2
Kitabın sonunda kimlikler birbirine giydiriliyor ve hayatın anlam ve önemi, insan varlığı gibi konular bu değişen kimlikler üzerinden tartışılıyor. Orfeo’ya insansı kimlik yüklenerek, Auguusto’nun yaşamı tartışılıyor. . .Hayatının merkezine başkasını yerleştiren ve bununla avunan Augusto, yaşadığı hayal kırıklığı ile ölümü, acısını dindirmenin en kısa yolu olarak görüyor. Ama sonrasında hayattan vazgeçemeyeceğini, bunun bu kadar da kolay olmadığını anlıyor. Hayatının ve yaşamanın ne kadar önemli ve vazgeçilmez oluşu Augusto’nun trajik yaşam öyküsü üzerinden vurgulanmaya çalışılıyor. Unamuno bunu yaparken de bir yandan okura sorular sordurarak, düşündürüyor.
Salamanca
Unamuno.
Başardınız. Öldüm.
Augusto Perez.

Kaynakça:
1, , Miguel De Unamuno, Sis, Türkiye İş Bankası Yayınları, s.206
2, Miguel De Unamuno, Sis, Türkiye İş Bankası Yayınları, s.224

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder