25 Mayıs 2010 Salı

GRAFFİTİ SANAT MI? VANDALLIK MI?

İngiltere’de ortaya çıkan bir adam, elinde spreyi ile sokaklarda anti- faşist, anti- kapitalist söylemler içeren resimler yapmaya başlıyor. Yaptığı bu yasadışı resimler, taslaklar kimi zaman Kraliçe’yi hedef alırken, kimi zaman da polis teşkilatını alıyor. Bazen çok büyük ulus ötesi şirketler bundan nasibini alırken, bazen de elit sanat çevreleri alıyor. Kimliğini her daim gizli tutan bu adam güvenlik kameralarında tanınmamak için bere, şapka, takma sakal, maske gibi kimliğini gizli tutacak şeylere başvuruyor. Derken O’nu artık herkes tanıyor… İngiltere’de başladığı yola önce diğer Avrupa ülkeleri sonra Amerika’da devam ediyor. Hatta Filistin’e kadar giderek, İsrail güvenlik duvarına özgürlük düşlerini kazıyor. Barış yanlısı, savaş karşıtı kimliği ile düşündüklerini insanlara hiçbir sansüre uğramadan, hiçbir otoritenin etkisi altında kalmadan olduğu gibi aktarabileceği tek yer olan sokaktan ulaşmaya çalışıyor. Attığı imzayı adı olarak kullanan Banksy, yaptığı işe de “Gerilla Sanat” diyor.
Banksy on yıldır başta İngiltere olmak üzere daha birçok ülkede yaptığı çarpıcı resimleriyle ve kimsenin bilmediği gerçek kimliğiyle ünlenen bir sanatçı. Çalışmalarında Birleşik Krallıktakilerin yanı sıra Filistin’de yaptığı siyasi eserlerle adından sıkça bahsedilen biri. Özellikle İsrail’in inşa ettiği 700 kilometrelik güvenlik duvarında sanatsal gedikler çalışmasıyla ve tüm dünyanın tepkisini çeken ayrım duvarı üzerinden Filistinlilerin halini anlatan ironi yüklü barış mesajları, en ses getiren işlerinden biri. Banksy bu işlerinde çizdiklerinden birinde, duvara açılmış gediğin ardında güzel bir sahil görünüyor. Bir diğerindeki dağ manzarası da Filistin halkının mahrum kaldığı hayata göndermede bulunuyor. Banksy sadece duvarları tuval olarak kullanmıyor. Metropolitan Museum Of Art, Brooklyn Museum Of Art ve Museum Of Natural History gibi güvenlik önlemleri üst düzeyde olan müzelere giderek, sanat sevicileriyle dalga geçen, savaş karşıtı mesajlar veren işlerini asan ve bunu kameraya kaydederek internette yayınlayan, kimi tuvallerin üzerini sprey boya sıkarak tahrip eden, işi bittikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayarak çıkıp gidebilecek beceriye sahip biri.
Sokak sanatı olarak adlandırılan graffiti kimi çevrelerce Vandalizm olarak ta adlandırılıyor. Vandallık, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kuruma ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eğilimidir. Çok tartışılan bu konuya bir açıklık getirilemese de yapılanların insanların dikkatini çektiği ve geniş kitlelere ulaştığı bir gerçek.
Grafiti yapılması için Avrupa ve Amerika’da sanatçılara yasal yerler verilmesine karşın ülkemizde ne yazık ki böyle bir destek yok. Bu yüzden garaffiti, bugün illegal varsayılan bir sanat. Yapılan tüm çalışmalarda bir aktivitizm, mesaj kaygısı ve görsel lezzet sunma amacıyla yapılıyor. Bazı sokak sanatçıları galerilerle ilgilenmeyen kitlelere ulaşmaya çalıştıklarından, bazısı da bu işin zor ve riskli oluşunun verdiği hazdan dolayı yapıyor. Genelde yapılanların kolay olduğu düşünülse de aslında göründüğü kadar basit olmayan işler bular… iş duvara aktarılmadan önce kağıt üzerinde çizilerek taslak oluşturuluyor. Sonrasında da bu taslak duvara aktarılıyor, gölge ve renklendirmeleri yapılıyor. Yurtdışında bu işi yapanlar maddi beklentisi olmayan, tamamen artistik kaygı duyan ve insanların beyini gıdıklama isteği içinde olanlar tarafından yapılırken, ülkemizde bu işin desteklenmemesinden dolayı ya birinin duvarını paranızla kiralayıp yapacaksınız ya da illegal yollarla yapacaksınız. Bizde daha çok işyeri veya cafe isimlerinin yazılması için belli bir ücret karşılığında çalışanlar ön planda olsalar da aslında bu yolla verilen mesajların kat ettiği yol göz ardı edilemeyecek kadar fazla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder